Trabzon Kenti 4 bin yıllık tarihi olan zengin bir geçmişe sahip dünyanın sayılı şehirleri arasındadır. Böylesi bir coğrafi bölgede; merkez bir konumda limanı, havalimanı, karayolları deniz yolu bağlantıları sayesinde birçok şehir ve ülke ile doğrudan ya da dolaylı temas kurabilen nadir bir şehirdir Trabzon. Fakat kökler üzerine kurulan bu kentin gövdesi bugün hak ettiği potansiyel büyüklüğe ulaşmamıştır.
Trabzon’u bugün dünyanın sayılı şehirleri arasında sayamıyorsak bunun en önemli sebeplerinden biri de hiç kuşkusuz 1. Dünya savaşıdır. Bu savaşta yetişmiş insan kaynağı anlamında şehrimiz büyük kayıplar vermiş adeta şehrin geleceği kayıp olmuştur. Aynı savaşta Trabzon işgale uğramış aldığı yaralar şehrimizin hafızasında derin izler bırakmıştır.
Bütün enerjisini Ülkesinin kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesine harcayan Trabzon, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kurulmasıyla birlikte yeniden toparlanmaya çalışsa da kaybettiği ivme ile dün ilerisinde olduğu şehirlerin bugün çok gerisinde kalmıştır.
Trabzon’un tarihsel kimliğini ve konumunu unutan bizler de 4 bin yıllık tarihi olan şehrimizi, M.Ö. 1200’lü yıllarda kurulan batı Avrupa’da 3 Milyona ulaşan nüfusu ile dünyanın gözde şehirleri arasında olan Lizbon İle kıyaslamak yerine yanı başımızdaki, bir zamanlar Trabzon’a bağlı olan kardeş şehrimiz Samsun, Ordu, Rize, Artvin, Giresun, Gümüşhane ile kıyaslıyoruz.
Evet, Trabzon’a Ordu’dan, Rize’den Giresun’dan, Gümüşhane’den Artvin’den bakıldığında Trabzon gelişmiş bir şehirdir. Bu karşılaştırmaları yaparak Trabzon ile gurur duyabilirsiniz. Fakat bu yaklaşımın Trabzon’u ileriye taşımayacağından da emin olabilirsiniz! Trabzon’u değerlendirirken tarihsel konumu ile değerlendirmeli ve bölgesel bir bütün olarak düşünmeliyiz. Bundan hareketle bölgeye yapılan bütün yatırımları Trabzon’a yapılmış olarak gibi desteklemeli yapabiliyorsak Trabzon ile uyumlu ve bağlı destinasyon projelere özellikle sahip çıkmalıyız. Hiç kuşkusuz Trabzon tarihsel konumu ile bütün bu yatırım ve hizmetleri kendi merkezinde toplayacak köklü bir geçmişe sahiptir.
İllaki Trabzon’u bir kent ile kıyaslayacaksak bu şehir Türkiye’de sadece İstanbul olmalıdır. Dünya’da ise kendisi ile benzer tarihi geçmişe sahip coğrafi, kültürel ve ekonomik anlamda benzer özellikler taşıdığımız ve bizden daha ileri seviyelerde olan kentlerle kıyaslamalıyız.
1801’de Rus konsolosluğunun açıldığı Trabzon’da 1868 yılında belediye kurulmuş ve 19. Yüzyılın sonlarına kadar Trabzon’da, uluslararası rekabetin doğurduğu ticari faaliyetlerin bir sonucu olarak, emperyalizmin uzantıları olan konsoloslukların sayısı da artı. 1888 yılında Trabzon’da Avusturya-Macaristan, İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya, İran, Yunanistan, Belçika ve Amerika, İspanya ve Felemenk devletlerinin konsoloslukları yer almaktaydı (1).
Karadeniz’in önemli limanlarından olan Trabzon limanı da tarihsel coğrafya açısından sadece Trabzon’u değil, bağlantı yolları üzerindeki şehirleri ve çevre illerdeki bazı merkezleri de etkilemiştir. Bu bağlamda Trabzon limanı, çevresinde yer alan gerek Türk devletleri gerekse diğer devletlerdeki bir takım siyasal gelişmenin bizzat sebebi olabilmekteydi. Bazı dönemlerde siyasal gelişmelerin merkezinde bizzat Trabzon limanındaki ekonomik menfaatlerin yer alması bunun bir göstergesidir. Sahip olduğu limanıyla Karadeniz’in önemli kıyı kentlerinden olan Trabzon’dan, Erzurum’dan Tebriz’e uzanan ticaret güzergâhının denize ulaştığı yer olarak doğu-batı ticaretinin önemli bağlantısını oluşturmaktadır. (2)
İşte böyle bir şehri ancak kendisi ile emsal özellikleri taşıyan kentler ile kıyaslamalıyız. Çünkü Trabzon 4 bin yıllık tarihi ile devlet olmuş, merkez olmuş, eyalet olmuş, liman olmuş; dini, tarihi, coğrafi ve enerji bakımından her zaman bünyesinde zenginlikleri barındıran ve bulunduğu bölgeyi kontrol edebilecek bir etki alanı ile ticaretin can bulduğu bir cazibe merkezidir.
Geçmişi böyle zengin ve değerli birikimlerle dolu olan Trabzon ile o günün dünyasındaki emsal şehirler sürekli gelişimine devam ederek bu gün çok ileri seviyelere ulaşmış ve dünyanın sayılı kentler arasında yerini almıştır. Trabzon ise yaşadığı olumsuzluklarla olduğu yerde saymış nüfus ve etkin potansiyelini kaybederek bugün Rize, Samsun ve Ordu gibi illerle kıyaslanır hale gelmiştir.
Dünya kenti dediğimiz kavram; Dünya ekonomisinin temel karar verme noktaları olan küresel kentler ekonomik ve politik gücün konumlandığı ve şekillendiği (Short, 2004: 12) küresel ekonominin ve aynı zamanda ulusal ekonominin kontrol edildiği, çok uluslu ortaklıkların, yönetim ve kontrol merkezlerinin, uluslararası alanda üretim ve dağıtımı örgütleyen faaliyetlerin alansal olarak yoğunlaştığı, ileri üretici hizmetlerde uzmanlaşmanın sağlandığı, bu işlevleri yerine getirebilecek uygun coğrafî konuma sahip, kent konforunu sağlayan fiziksel ve sosyal alt yapının bulunduğu yapıya uygun yaşam tarzının tüm ihtiyaçlarının karşılandığı kentler olarak tanımlanmaktadır. (3)
Hiç kuşkusuz bu tarihsel altyapıya sahip olan Trabzon gelişen Türkiye’de alacağı yatırım ve desteklerle eski tarihi konumunu yeniden elde edecek dünya kenti ve bölge merkezi olacaktır. Bu sebeple Trabzon’a hedef koyarken bu hususları dikkate alarak örnek şehirler rol model olarak belirlenmelidir. Bu sebeple Trabzon’u Londra, Paris, New York, Tokyo, Frankfurt, Hong Kong, Milan gibi çok gelişmiş küresel şehirlerle kıyaslamak akıl dışı olur.
Şehrimizi kıyaslarken kendisinden daha ilerde ama ulaşılması imkansız olmayan dünya kentleri ile karşılaştırmalıyız. Trabzon’u kıyasladığımız kent kesinlikle bir liman kenti ya da denize yakınlığı olmalıdır, su kaynakları anlamında benzer olmalıdır, nüfus olarak birbirine yakın olmalıdır, coğrafi ve tarihi özellikleri ile birbirine kıyaslanabilir halde olmalıdır.
Her ne kadar tarihi kültürel mimari değerlerimizin bir kısmını yok etsek de Trabzon için en uygun örnek alınacak şehir ilk aşama da hiç kuşkusuz Antwerp, Colombus, Dresden, Cenova, Glasgow, Guangzhou, Lille, Marsilya, Tijuana, Torino, Utrecht, Wellington gibi şehirlerdir.
Yakın hedef olarak da Liverpool kentidir. Nüfus olarak birbirine yakın. Coğrafi ve kültürel özellikleri benzer. İkisi de bir liman ve futbol kenti şehirdir. Yine benzer şekilde nüfus özelliği birbirine yakın olan Rotterdam, Lahey, şehri gibi Atina, Dublin, Helsinki, Lüksemburg, Lion, Viyana, Bükreş, Köln, Kiev, Lizbon, Mancester, Stuttgart, Oslo, Rotterdam, Lahey şehirleri ile kıyaslanmalı ve altyapı gelecek tasarımı bu şekilde yapılmalıdır. Trabzon bu hedeflerle yoluna devam ederse hiç kuşkusuz dünya kenti olma yolunda hızla ilerleyecektir.
Kaynaklar ;
1-Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Geçiş Sürecinde Trabzon’da Değişim Üzerine / Dr. Rahmi Çiçek
2- Ortaçağda Trabzon Limanının Tarihsel Coğrafyasının Siyasal ve Ekonomik Sonuçları / Bayram Arif KÖSE
3- Küreselleşmenin Kentler Üzerine Etkisi: “İstanbul Örneği” / Hasan Yaylı